Kayıtlar

H. Nihal Atsız Fotoğraf Galerisi / Yüksek Çözünürlüklü - Nadir Fotoğraflarla

Resim
H. Nihal Atsız'ın bilinen fotoğraflarının yüksek çözünürlüklü halleriyle birlikte bazı nadir fotoğraflarının da yer aldığı ufak bir galeri. (Zamanla keyfe keder ekleme yapılabilir.)    

Bizim de Ay Yüzlümüz /Şiir

Resim
    -Bizim de Ay Yüzlümüz-  Doluyor bahçeler gözlerinle gönlümüzde, Bir har oldu yıldızlar mevsimsiz eylülünde, Hazan mıdır bahar mı; yürek yakan gözlümüz, Bir rüya gibi soldu bizim de Ay Yüzlümüz... Ay ışığı vururken yanar tenim yakutla, Belki de yollarında serinlenir umutla, Hasret midir özlem mi; silinmeyen yüzlümüz, Bir sis gibi kayboldu bizim de Ay Yüzlümüz... Hep düşlerin izinde mevsimsiz bir ebedi, Eserken geçmiş günler yürek de buruk şimdi, Yaz mıdır yoksa kış mı; her daim falımızda, Bizim de Ay Yüzlümüz bir solgun gül dalında... Baharın hiç tadı yok kışın ise dermanı, Her gece düşer kalbe bir hasretin harmanı, Kara kış mı ayaz mı; bir çiledir güzümüz, Savruldu veda oldu bizim de Ay Yüzlümüz... Duvarımda çizilen resminde yaşar hâlim, Sessiz çığlıkla anar seni ey tatlı zâlim, Düş müdür uyanmak mı; hayaldir hep gerisi, Bizim de Ay Yüzlümüz bir vuslat zemherisi... Unutmak zor hayali; o yıllanmış bir yara, Tam gecenin koynunda her tende ayrı yara, Hüzzam mıdır heves m...

Demir Örgü Bir Beşik /Şiir

Resim
  -Demir Örgü Bir Beşik-  Engin dağlar aşarken bir bozkurdun izinde, Ata yurdu göklerde, gürler göğsü özünde, Tuna'dan Aral'a dek ne yılmış ne de eğik, Türk adında kurt başlı demir örgü bir beşik! Korkutur yedi düvel, bozkırların namlısı, Kayıp gitmez maziden "adsızların" kamçısı, Göğe yükselir sözü, yolları şanlı akın, Arşıâlâ seslenir: "Kutlu ruhlar hep yakın!" Zindanlar da sarsılır saflarımız hep sıkı, Ölüme çağırırsa Turan'ın kutlu ırkı! Yıldırımlar çakarız zaman durur anında; Kök salmış yüce soyum şimşekler var kanında! Bir ses gelir mezardan, artık sende gerilsen, "Ey Türk uyan" der o ses, silkelen de dirilsen! Nehirler gibi çağla, soyun kudretle aksın, Gelecek günler senin, Tanrı ruhunu yaksın! Boz kır atlar şahlanır şarktan batıya eser, Mezarın olmayacak sensin bu dünyaya ser! İyi işit Türk soyu; makus talih değişsin, Kan bedelli o ruhun bir huzura erişsin! Ergenekon'dan çıktık yendik çağı çeliği, Demirden bir yürektir kutlu kurdun ...

Meçhule Mektuplar - 1

Resim
Meçhule Mektuplar - 1 "Bu gerçek cümleler topluluğu; mektubun artık kullanılmadığı bir çağda, yıllar boyunca yazılarak biriktirilmiş mektuplardan oluşmaktadır. Sahiplerine ulaştırıldığı kadar, gönderilemeyenler, gönderildiği halde açılmadan geri dönenler ve arafta kalanları da mevcuttur.  Mektuplar gerçek olsa da isimler, anıların mahremiyetini koruma gerekçesiyle tarihin tozlu sayfalarına gizlenerek sansürlenmiş, meçhulleştirilmiş ve sembolleştirilmiştir.  Evet, mektupların müellifi gibi kahramanları da hâlâ hayatta; bazıları hariç..."   Sevgili küçüğüm, Bu mektubu, hayatımın ilk otuzunu doldurduğum doğum günümün gecesinde kaleme alıyorum. Mektubun özelliği hem bugün anlayacakların hem de ancak yarın yaş aldığında anlayabileceğin söylemlerden oluşmasıdır. İşte tam da bu yüzden bu mektubu, her yeni bir yılda tam da bu tarihte, yani amcanın doğum gününde tekrardan okumanı istiyorum. Belki böylelikle ben de birkaç milyon yıl boyunca hatırlanmış olabilirim…  Sevgili ye...

Sokak Köpekleri

Resim
Sokak Köpekleri Evet, başıboş köpek sorunu bence de çözülmelidir. Hatta sokakta, başıboş, gerçek anlamda beyni boş insan müsveddelerinin dolaşması, popülasyonu kontrol altına alınmış, saldırganlığı kırılmış aşılı hayvanların dolaşmasından daha çok çevreye, kültüre ve insanlığa zararlıdır.  Sokaklardaki başıboş köpeklerin toplanmasına bu güruhu da dahil etmek, toplumumuzun çok kısa sürede ' Übermensch ' seviyesine ulaşmasıyla nihayete erecektir.  Gelelim sorunun çözüm şekline ve gerekliliklerine. Temel olarak dört şey gerekli: güç, para, istek ve beceri.  Güç ve para, Devlet-i Aliyye'nin elinde olmayacak da kimde olacak? Sorunumuz, sanki bu kısımda değil. Sorun, daha çok istek ve beceri kısmında. Bunun da muhattapları, herhalde Devlet-i Aliyye'nin ortakları, o kadarını bilemiyorum...  Fakat, s oruna çözüm önermek gerekirse... 'Konya ovası gibi' şeklinde dilimizde itibar görmüş deyim, gerçekte de hemen hemen her şehrin yerleşim yerinden uzakta 'Konya ovası gi...

Suicide in the Trenches / Çeviri

Resim
Suicide in the Trenches / Çeviri İngiliz şair Siegfried Sassoon tarafından ilk kez 23 Şubat 1918'de "Cambridge Poets of the Great War: An Anthology"de  yayınlanan Suicide in the Trenches ( Siperde İntihar) şiirinin Türkçeye uyarlanmış çevirisi. -SİPERDE İNTİHAR-  Genç bir askeri tanıyordum sıradan;  Hayata boş bir sevinçle sırıtan,  Horlayarak uyurdu ıssız karanlıkta,  Erkenden ıslık çalardı çayır kuşuyla.  Kış siperlerinde sinik ve somurtkan,  Patlamalarla, bitlerle ve rom olmadan,  Bir kurşun sıktı doğrudan beynine.  Bir daha anmadı adını hiç kimse.  Siz, gözleri çıra kendini beğenmiş yığınlar,  Asker gençleri marş ederken alkış tutanlar,  Topuklayın eve ve dua edin asla bilmemeyi,  Gençliğin ve kahkahaların gittiği cehennemi... Orijinal Metin:

Tek Ses Tek Hece: Arınmış Türkçe

Resim
Tek Ses Tek Hece: Arınmış Türkçe   İnsanlık tarihi, başlı başına bir enstantaneler sahnesidir. Bu sahnenin her yönü, tarih çizelgesinin her evresinde gerek bir ilim vasıtasıyla gerekse de ilkel bir dürtü temeliyle daima merak konusu olmuştur. Dil de insan türünün -temelde- hayatta kalma ve çoğalabilme avantajını arttıran en önemli iletişim aracı olarak bu tarihin içerisinde yer alan unsurlardan biridir. Dilin ortaya ilk olarak nasıl çıktığı hususu filologların, antropologların, sosyologların ve diğer ilmi alanlardaki bilim insanlarının yoğun uğraşına rağmen hâlâ büyük ölçüde bir bilinmezlik taşımakla birlikte, hakkında öne sürülen çeşitli teoriler bütünleştirilmeye çalışıldığında dahi ortaya çok karmaşık yapıların çıktığı rahatlıkla gözlemlenebilir. Dilin meydana gelişine dair net şeyler söylenemese de insan varlığının dil varlığını besleyeceği kesindir. Bu halde insan var olabildiği müddetçe dil de yaşamını sürdürmeye devam edecektir. Tarihsel süreçte anlatmak istediklerini ma...

Karga Yavrusundan Serçe Olmaz

Resim
    Karga Yavrusundan Serçe Olmaz Evrenin yaşının 13,8 milyar yıl olduğu bilinmektedir. Gezegenimiz Dünya ise 4,5 milyar yıl önce oluşmuştur. Canlılık serüvenin başlangıcı olarak kabul edilen ilk organizmaların ortaya çıkışı ise 3,8 milyar yıl öncesine dayanır. Türün atası olan -bugünkü insana benzer diyebileceğimiz- ilk insanımsılar(maymunlar) ise 2,5 milyon yıl önce ortaya çıkmışlardır. İnsanın tarihteki ayak izi, bu koca maceranın zaman takviminde yalnızca son birkaç adımından ibarettir. Bu önemsizliğinin bastırılması gayesiyle insan, kendi oluşturmuş olduğu medeniyette kendisine “Lord, Kral, Hükümdar” gibi çok yüksek sıfatlar atfetmiş, kendi yarattığı hikâyenin merkezine kendisini yerleştirmiştir. Bu durum, insanın evrenin büyüklüğü karşısında önemsiz olduğunu kabul edemeyişinin tezahüründen başka bir şey değildir. Besin piramidinde en alt sıralarda dahi kendine zor yer bulan bu maymunumsular, fiziksel gücü ve doğada egemenlik kurma yeteneği ile öne çıkan diğer türler tara...