Kayıtlar

Kırgın Kelebek / Öykü

Resim
KIRGIN KELEBEK Dışarısı griydi. Gri ne beyaz kadar masumdur ne de siyah kadar kararlı… Kararsızlığın, tereddütün, eski bir mektubun buruşturulmuş kenarı gibi solgun ve kimsesizdi o gün hava. Sahaf dükkânının caddeye açılan büyük camı, olduğu gibi gökyüzünün grisini taşıyordu yüreğinde. Yağmur, bütün canlıları yuvalarına kaçıracak bir hışırtıyla yere inmek üzereydi neredeyse. İşte o gün Burkay, yırtılmış bir mektubun zarflanmış hali gibi taşıyordu yalnızlığını mahzenindeki masasında oturarak. Nihayetinde sahaf dükkânları birer mahzendir. Duvarlarında sadece nem değil, geçmişin soluğu, hatıraları vardır. Raflar, dirilerin hatıralarını değil, ölülerin fısıltılarını taşır. Burkay da kendi ruhunun zamanında, burada yaşıyordu işte… Bekliyordu… Hikâyenin saati tam öğleni göstermekteydi. Yağmur, büyük bir gürültüyle bütün şehrin üstüne çöktü. Bütün canlılar sığınacak bir yuva aradılar. Kuşlar, sık yaprakların arasına; tavşanlar ağaç kovuklarına, kedi ve köpekler de çatıların yağmur...

Post-Truth Dönemde Türkçülüğün Gerçeklik Mücadelesi -1

Resim
POST-TRUTH DÖNEMDE TÜRKÇÜLÜĞÜN  GERÇEKLİK MÜCADELESİ [1] Her şeyden evvel akademik tartışmalar ile genel okuyucu arasında bir basamağın daha inşa edilmesi gereklidir. Fikri; pazarlama güdümlü parantez alıntılardan, sayfanın yarısını işgal etmiş gereksiz dipnotlardan, etliye sütlüye karışmayan “yuvarlak” cümlelerden arındırarak genel okuyucunun anlayacağı bir üslupla aktarmak, Post-Truth gibi kompleks kavramların anlaşılması için en nihai yol olacaktır. En nihai cümle de makalenin en başında söylenebilendir: Post-Truth, “hakikat” maskesi takmış bir haçlı seferidir! Kurnaz bir tilkinin izlerini taşıyan tilki postudur! Küresel bir aldatmaca ve “gerçek” denilen yılanın deri değiştirmiş hâlidir! Post-Truth gibi küresel akımlar, birçok düşünceye, pratiğe, eyleme karşı savaş açmış olsa da en temelinde millî kimlikleri aşındırmak için hareketlendirilmişlerdir. En sinsi gayeleri, millî refleksin dayandığı tüm tarihî gerçekleri çarpıtmak ...

Yirmi Beş Bahar / Öykü

Resim
YİRMİ BEŞ BAHAR Bahar, henüz ağaçların dallarına tam yerleşmemişti. Kıştan kalma bir soğuk, sesli bir rüzgâr esintisiyle kendini hâlâ hissettiriyordu. Bu sabah geç uyanmıştı şehir. Ağaçların dalları hâlâ uykudaydı ve çimenlerin üzerine serpilecek güneşi bekliyordu. Gökyüzü alacalı, toprak ise yeni ısınmak üzereydi. Yer yer çimenlerin arasından fırlarcasına beliren ince sarı başaklar ise yakında bir şeylerin değişeceğini fısıldamaktaydı. İşte o sabah, dişi serçe sessizce bir avuç kuru yaprağın arasında dolaşıyordu. Gagasıyla minik dal parçalarını yokluyor, bir şeyler arıyordu. Kanatlarını sıkıca minik bedenine toplamıştı. Üşümüş gibiydi. Belki de hayal kırıklıklarının bir tezahürüydü bu davranışı. Ama her ne olsa da başı hep dikti; soğuğa, rüzgâra, hayat yorgunluğuna rağmen. Erkek serçe ise biraz daha yukarıdan izliyordu onu. Kalın bir karaçam dalının ucuna tünemiş, göğsünü rüzgâra vermişti. Güneşi ilk yakalayanlardan olmak istiyordu. Görmüştü onu… “Ne kadar da diğerlerinden farklı bir ...

Hatırlamak Yasaktır Artık

Resim
  -Hatırlamak Yasaktır Artık-  Gün düşmüş gölgeli yitik izlere, Suskunluktur çökmüş tüm dehlizlere, Bir zaman varmış ki eski sözlere;     Yollar uzaklaştı dönülmez artık,     Şimdi hatırlamak yasaktır artık... Rüzgarlar savurur küskün yaprağı, Yitip giden yıllar solgun toprağı, Gönlümüzü çelen vahşi kısrağı;     Bir yara ki sarmaz, kanar hep artık,     Şimdi hatırlamak yasaktır artık... Kim bilir kaç sene, kaç çağ geçecek, Unutmak istersin zaman seçecek, Geçmişin aynası öyle biçecek;     Bir varmış bir yokmuş hayalet artık,     Şimdi hatırlamak yasaktır artık...    Son sözler dökülür yorgun dudaktan, Gönüller ormandır suyu çoraktan, Bir hüzün büyütür içte ocaktan;     Ne varsa içimde küllenmiş artık,     Şimdi hatırlamak yasaktır artık... Duyulmaz çığlığı mazinin sesi, Bir ışık ararsın yanmaz nefesi, Uzaklarda kaldı ruhun kafesi;     Zaman tüketti bak, bir anı artık,   ...

Bizim de Ay Yüzlümüz

Resim
    -Bizim de Ay Yüzlümüz-    Gözlerinle doluyor bahçemiz narin çiçek, Hasretinle can bulur suskun yürekte gerçek, Hazan mıdır bahar mı; yürek yakan gözlümüz, Bir rüya gibi soldu bizim de Ay Yüzlümüz...   Ay ışığı vururken yanar tenim yakutla, Belki de yollarında serinlenir umutla, Hasret midir özlem mi; silinmeyen özlümüz, Bir sis gibi kayboldu bizim de Ay Yüzlümüz... Hep düşlerin izinde mevsimsiz bir ebedi, Eserken geçmiş günler yürek de buruk şimdi, Yaz mıdır yoksa kış mı; her daim düş falında, Bizim de Ay Yüzlümüz bir solgun gül dalında... Baharın hiç tadı yok kışın ise dermanı, Her gece düşer kalbe bir hasretin harmanı, Kara kış mı ayaz mı; bir çiledir güzlümüz, Savruldu veda oldu bizim de Ay Yüzlümüz... Duvarımda çizilen resminde yaşar hâlim, Sessiz çığlıkla anar seni ey tatlı zâlim,   Düş müdür uyanmak mı; hayaldir hep gerisi,  Bizim de Ay Yüzlümüz bir vuslat zemherisi...   Unutmak zor hayali; o yıllanmış bir yara, Tam gecenin koynunda her ...

Demir Örgü Bir Beşik

Resim
  -Demir Örgü Bir Beşik-  Engin dağlar aşarken bir bozkurdun izinde, Ata yurdu göklerde, gürler göğsü özünde, Tuna'dan Aral'a dek ne yılmış ne de eğik, Türk adında kurt başlı demir örgü bir beşik!   Korkutur yedi düvel, bozkırların namlısı, Kayıp gitmez maziden "adsızların" kamçısı, Göğe yükselir sözü, yolları şanlı akın, Arşıâlâ seslenir: "Kutlu ruhlar hep yakın!" Zindanlar da sarsılır saflarımız hep sıkı, Ölüme çağırırsa Turan'ın kutlu ırkı! Yıldırımlar çakarız zaman durur anında; Kök salmış yüce soyum şimşekler var kanında! Bir ses gelir mezardan, artık sen de gerilsen, "Ey Türk uyan" der o ses, silkelen de dirilsen! Nehirler gibi çağla, soyun kudretle aksın, Gelecek günler senin, Tanrı ruhunu yaksın! Boz kır atlar şahlanır şarktan batıya eser, Mezarın olmayacak sensin bu dünyaya ser! İyi işit Türk soyu; makus talih değişsin, Kan bedelli o ruhun bir huzura erişsin! Ergenekon'dan çıktık yendik çağı çeliği, Demirden bir yürektir kutlu kurd...

Meçhule Mektuplar - 6

Resim
  Meçhule Mektuplar - 6 "Bu gerçek cümleler topluluğu; mektubun artık kullanılmadığı bir çağda, yıllar boyunca yazılarak biriktirilmiş mektuplardan oluşmaktadır. Sahiplerine ulaştırıldığı kadar, gönderilemeyenler, gönderildiği halde açılmadan geri dönenler ve arafta kalanları da mevcuttur.  Mektuplar gerçek olsa da isimler, anıların mahremiyetini koruma gerekçesiyle tarihin tozlu sayfalarına gizlenerek sansürlenmiş, meçhulleştirilmiş ve sembolleştirilmiştir.  Evet, mektupların müellifi gibi kahramanları da hâlâ hayatta; bazıları hariç..."   Sevgili Güntülü, Mısralarda anlatılan her kadın, kendini o şairin satırlarında Tanrı’nın yarattığından çok daha güzel bulabilir. Ama unutulmamalıdır ki o satırlardaki şeyler her zaman gerçek değil, ‘çoğu zaman’ bir mübalağadır. Şairin şiirine yalnızca bir malzemedir. Sırf anlatılıyor, aktarılıyor ve abartılıyor diye bir gerçeği yansıttığı söylenemez. Çünkü, herkesin kendince bir fikri olduğu gibi gerçeği de farklıdır. Bazen anlatı...

Meçhule Mektuplar - 5

Resim
   Meçhule Mektuplar - 5 "Bu gerçek cümleler topluluğu; mektubun artık kullanılmadığı bir çağda, yıllar boyunca yazılarak biriktirilmiş mektuplardan oluşmaktadır. Sahiplerine ulaştırıldığı kadar, gönderilemeyenler, gönderildiği halde açılmadan geri dönenler ve arafta kalanları da mevcuttur.  Mektuplar gerçek olsa da isimler, anıların mahremiyetini koruma gerekçesiyle tarihin tozlu sayfalarına gizlenerek sansürlenmiş, meçhulleştirilmiş ve sembolleştirilmiştir.  Evet, mektupların müellifi gibi kahramanları da hâlâ hayatta; bazıları hariç..."   Sayın Kandemir, Hayat, arzular, talepler ve beklentilerden örülü bir yolculuktur. Doğduğumuz andan ölümümüze kadar süren bu yolculukta, bu durum asla değişmez. Bir bebeğin temel talebi, karnının doyurulması, altının temizlenmesi, güvende uyutulmasıdır. Küçük bir kız çocuğu, babasının kucağında huzur bulur, sıcaklığında güven arar, orada uyumak ister. Bir genç, hayallerinin ardı sıra koşarken kendini kabul ettirme arzusu taşı...