Ruh Adam "Eski Arkadaşlar Marşı"

Ruh Adam ve Güntülü
Ruh Adam: Eski Arkadaşlar Marşı

Giriş

Ruh Adam romanı, 1972’de Hüseyin Nihal Atsız’ın kalemiyle yayınlanmış olan Türk Edebiyatı’nın ilk post-modern romanıdır. Romanı, post-modern tarifinin haricinde hiciv, sembolik ve aslında otobiyografik sıfatlarla da ifade edebiliriz.

Aslında romanın 1972’de yayınlanmasına karşın yazımının 1951’lerde olduğunu biliyoruz. 3 Ağustos 1951 tarihli Orkun Dergisi’nin 44.sayısında “Bu şiir, Atsız’ın intişar etmemiş bir romanından alınmıştır” (1) notuyla yayınlanan başlıksız bir şiir vardır. Bu şiir 1972’de yayınlanan Ruh Adam romanında, “Geri Gelen Mektup” ismiyle hafızalara kazınır. Bu konuyla alakalı ekleyebileceğimiz bir başka destekleyici ifadeyi de Atsız’ın öğrencilerinden Altan Deliorman aracılığıyla öğreniyoruz. 1955-56 yıllarında Süleymaniye Kütüphanesinde uzman olarak memuriyet hayatına devam eden Atsız’ı ziyaret eden Deliorman, Atsız’ın kendisine Ruh Adam isminde yazmış olduğu sembolik romandan ve bazı karakterlerinden bahsettiğini birkaç kez ifade etmiştir. Lakin romanı on beş küsur yıl neden geciktirdiğini de halen bilemiyoruz.

Ruh Adam romanının neredeyse her konusu, her karakteri, her olayı için yüzlerce, binlerce makale yazıldı, ortaya çeşitli teoriler atıldı. Yazdık, bazılarını çizdik, eledik sonra yeniden yazma ihtiyacı hissettik. Çünkü Atsız’ın Anlam Dünyası’nı kavrayabilmek; ciddi çaba, birikim ve en önemlisi onun gibi düşünebilme kabiliyeti ister. İşte bu çerçeve ile sabittir ki Ruh Adam romanı yıllar geçmesine rağmen -hâlâ- güncelliğini koruyarak, kitap raflarının en göze gelici yerlerinde ve yatakların baş ucundaki ilk kitap olarak öylece durmaktadır. Ruh Adam romanı yüz odalı ve odalarının her biri kilitlenmiş bir ev gibidir. Odalara girebilmek için ayrı ayrı anahtarlara ihtiyacınız vardır. İşte o odaların anahtarlarının birçoğu zaman içerisinde tedarik edilmiş, içerisine girilen her bir oda daha da büyük hayranlıklar uyandırmıştır. Fakat romandan geriye kalan, anahtarı bulunamadığı için açılmamış en büyük kapılardan biri de Eski Arkadaşlar Marşı’dır. Görebildiğimiz kadarıyla romanın kendisi ve karakterlerinin tahlillerinin yapılmasına karşın, Eski Arkadaşlar Marşı üzerine özenli ve kapsamlı hiçbir çalışma yürütülmemiştir.  

Bu nedenle çalışmamızın ana amacı, sembolik roman Ruh Adam’da kullanılan Eski Arkadaşlar Marşı’nın, Atsız tarafından romana seçilecek kadar elverişli olmasına neden olan materyalleri bulmak, -varsa- sembolden ayırarak gerçekteki kimliğini ortaya çıkarmak olacaktır.

Eski Arkadaşlar Marşı’yla Alakalı Çalışmalar

Akademisyen Yazar Nazan Bekiroğlu’nun 2000 yılında yayınlanan, Ruh Adam Romanı Üzerine Bir Tahlil Denemesi isimli çalışmasında ifade ettiğine göre, Ruh Adam’ın, Türk Edebiyatı’nın içerisinde çokça konuşulan, fakat hakkında az yazılan yeni romanlarından biri olduğunu, bu bakımdan taşımış olduğu -varsa- özel bir mesaj hakkında farklı perspektiflerden konuyu değerlendirebilme imkânından şu anlık mahrum olduğumuzu belirtmiştir. (2)

 Bekiroğlu, çalışmasında Eski Arkadaşlar Marşı üzerinde sadece bir cümle ile durarak, bu marşın romanda ‘sadece iki yerde’ geçtiğini öne sürmüştür. Bu tanımın hatalı olduğunu, 31 ayrı bölüm isminden oluşan romanın: 6,10,16,21 ve 24 numaralı bölümlerine bakarak, Eski Arkadaşlar Marşı’na ayrı ayrı açık bahis olduğunu kolayca görebiliriz.

 Bekiroğlu’nun, Ruh Adam romanı için “Şimdilik mahrumuz” sözü, o gün elde bulunan veriler neticesiyle doğru tariftir. Çünkü Ruh Adam romanının arkasındaki sisleri analiz edebilmek için alternatif materyallere ulaşabilme kolaylığı daha sonraları vuku bulmuştur. Bekiroğlu’nun, romanı kendi bütünlüğü içerisinde, vermiş olduğu ipuçlarından yola çıkarak yorumlamaya ve vermek istediği mesajını tespite çalışabiliriz şeklindeki tabiri, eldeki mevcut verilerin, Bekiroğlu’nun çalışmasını yayınladığı o tarih itibarıyla, romanı sadece kendi içerisinde anlattığı ve irdelediği nesneler üzerinden mütalaa etmeye sevk ettiğini anlıyoruz.

Bu çalışmadan yaklaşık bir yıl sonra 2001 yılında, Atsız’ın öğrencilerinden olan Yücel Hacaloğlu, Atsız’ın Mektupları ismiyle H. Nihal Atsız’ın şahsi mektuplaşmalarını derlediği kitabını yayınlayınca; Ruh Adam romanında yazarın vermek istediği mesaj/mesajlar, birtakım figürler, semboller daha da mana kazanmış oldu. Kitabın 203.sayfasındaki Atsız’ın kaleminden Hacaloğlu’na yazılmış bir mektupta Atsız, romandaki karakterlerin hiçbirinin muhayyel olmadığını, olayların gerçek olduğunu fakat çoğunun sembolik olarak anlatıldığını yazmıştır. (3) Yazarın kendi ağzından çıkan bu ifade ile romandaki her bir şey, gerçek hayattan koparılmadan, sembollerle temsilen anlatıldığı sonucuna varmaktayız. Lakin yayınlanan mektuplaşmalar içerisinde Eski Arkadaşlar Üzerine bir bahis de görememekteyiz.

2007 yılında Türk Dil Kurumu Atsız’ın öğrencilerinden Altan Deliorman’a başvurarak H. Nihâl Atsız hakkında bir kitap yazılmasını istemiş, Deliorman ilgili talebe karşılık yaklaşık üç aylık bir zaman diliminde kitabı bitirerek TDK’ya sunmuştu. Fakat aradan geçen dört yıllık zaman diliminde eser TDK tarafından basılmamış, kitabın müellifine -başvurularına rağmen- gecikmenin sebebi bildirilmemişti. Deliorman daha sonra kitabın TDK tarafından bastırılması hususundan vazgeçerek farklı bir yayınevi ile anlaşmış fakat 17 Nisan 2013’te ilk baskısını yapan kitabını 23 Ağustos 2012’de aramızdan ayrıldığı için görememişti. Bu anekdotu anlatmamın sebebi, Ruh Adam’ın sembolik yönlerinin ve gerçek kahramanlarının birçoğunu açıklığa kavuşturan -kuvvetle muhtemel- en önemli ayrıntıları veren eser olmasından ve ne şartlar ile elimize geçtiğini idrak edebilme gayesinden ötürüdür. Uzun yıllar sağlık problemi çekmesine rağmen, eseri son anda uçurumdan kurtararak bizlere ulaşılmasını sağlayan Altan Deliorman’ın da ruhu şad olsun…

Atsız’ın şahsi mektupları, yanında zaman geçiren dostları ve öğrencilerinin zaman içerisinde sundukları eserler, söyleşiler ve teknolojinin armağanı olan araştırabilme kolaylığı ve kaynaklara ulaşabilme imkanları sayesinde kendimizi, ‘bugün’ elimizdeki birçok mevcut veriyi işleyebilecek kuvvette buluyoruz.

Eski Arkadaşlar Marşı’nın Sır Perdesini Kaldırmak

Yıllara rağmen gizemini koruyan Eski Arkadaşlar marşını irdelemek gerekirse, romanın 6.bölümünde geçen sahnede, romanın baş karakteri Selim Pusat’ın bir gece radyo dinlerken, radyoda çalan Eski Arkadaşlar Marşı’nı duyup, önce enerjik bir sevinçle gözlerinin parıldaması, sonra da hafifçe nemlenmesi (4) anlatılmıştır. Buradan marşın hem bahtiyarlık hem de kederli bir hissiyat verdiğini anlıyoruz. Marşı çözebilmek için romanın biraz daha içine girmeliyiz. Roman’ın 10.bölümündeki sahnede, yan karakterlerden Nurkan’ın Selim Pusat’a müzikle ilgili olup olmadığını sorar. Selim Pusat, askeri marşları çok sevdiğini söyler ve tam da o sırada lafa giren bir başka karakter Aydolu, Nurkan’ın Eski Arkadaşlar Marşı’nı da çok güzel çalabildiğini söyler ansızın. (5) Atsız, romanın bu kısmından ilgili marşın bir askeri marş olduğunu çeşitli imgeler üzerinden belirtmiştir.

Romanın 16.bölümünde ise, Nurkan’ın bu marşı piyanoda ustalıkla çaldığını, (6) Selim Pusat’ın da bu melodiyi dinlerken kendinden geçip, çok sevdiği ordudan da vefasızca uzaklaştırıldığının verdiği özlemle kendini bir anda Harp Okulu’nun geçit töreninde bularak, bandonun Eski Arkadaşlar Marşı’nı çalarken, o da askerlerle beraber, askeri nizamda resmi bir geçit yapmakta olduğu hayaline kapılır. (7)

Bu iki farklı alıntıda marşın piyano ile çalınabilecek bir eser olduğunu anlamanın haricinde Harp Akademisinde kullanılan bir marş olduğu da belirtilmiş. Fakat Roman’ın yazıldığı veya ilk yayınlandığı tarihleri baz alırsak ilgili tarihlerde Türkiye’de Eski Arkadaşlar adında herhangi bir marş, beste veya müziğin olmadığını, askeri mecralarda da kullanıldığına dair kaynakların olmadığını açıkça görürüz. Atsız muhtemelen adını ve manasını soyut bir şekilde ya kendi kurguladı ya da ihtimalleri üzerinde durduğumuz Carl Albert Hermann Teike tarafından 1889’da Alman Askeri Yürüyüş Marşı olarak “Alte Kameraden (Eski Yoldaşlar)” adıyla bestelenen marşı kullandı.

Alte Kameraden marşının son dizelerinde geçen “yaşlı olsak bile kalp hep genç kalır” sözü, Selim Pusat’ın romanda yaşadığı aşk duygusu karşısındaki güçsüzlüğünü, çaresizliğini ve yaşlı olsa bile yine de bir genç gibi sevebileceğinin kapısını açan cümledir aslında. Nitekim romanın 18.bölümünün en son kısmında, Atsız, Doktor Cezmi’nin ağzıyla romanda kendini yansıtan baş kahraman Selim Pusat’a, “Hattâ sen bile, bu kadar ciddî karakterde olduğun, askerlik dışında hiç‐bir konuya aldırış etmediğin halde günün birinde kendinden yirmi beş yaş küçük bir kızı sevebilirsin” (8) dedirttiği bir kısım vardır ve Selim Pusat yaşlı olduğu halde kalbini sevebilecek kadar genç tutarak kendisinden yirmi beş yaş küçük Güntülü’ye âşık olabilmiştir.

Roman’ın 7.bölümündeki sahnede, Selim Pusat’ın yaşayanlarla bir alakasının kalmadığı, kendisinin de aslında yaşıyor olmadığı işlenmiştir. Bunun yanı sıra arkadaşlık mefhumunun Selim için çok önemli olduğu, bu duyguyu sadece, intihar ederek yaşamına son veren en iyi dostu Şeref’in mezarında bulduğu da ifade edilmiştir. Selim’e göre yaşamak, sadece dünyada yaşamaktan ibaretken, ölüm ise hatıralarda, gönüllerde ve tabiatta yaşamaktı. (9) Bu bölümden Selim Pusat’ın dostu Şerefe, hatıralarına sürekli sadık kaldığını, sürekli o kısır döngü etrafında; acı, özlem gibi duygular bütününü yaşadığını görürüz. Marşın içeriği bu konuda da roman için oldukça elverişlidir.

Marşta geçen “büyük anılar”, “anılardan zevk almak”, “ölüme sadık kalırız”, “haydi eski arkadaşlar olalım” gibi birtakım sözlerin haricinde “öyleyse bardağı al ve şerefe diye bağır” (10) cümlesi de romanda birebir vuku bulmaktadır: “Selim buna cevap vermedi. Sarhoş olmuştu. Deminden beri elinde tuttuğu çay bardağını şarap kadehi gibi kaldırarak:

- Şerefinize içiyorum! dedi.” (11) 

Sonuç

Sonuçlandırmak gerekirse, Alte Kameraden marşı, Ruh Adam romanı için biçilmiş kaftandır. Bunun sebebi ise romandaki tasviriyle -çoğunlukla- eski arkadaş özlemini, askeri bir materyali ifade ettiği kadar adına aşk denilen karmakarışık duygular bütününe de kapı açan bir marş olmasıdır. Atsız gibi kıvrak ve faik bir zekâ da -şahsi kanaatimce- romana bu denli uyan bu marşı kullanmaktan geri kalmamıştır.


Kaynakça

1.       Atsız, (Başlıksız Şiir), Orkun Dergisi, Ağustos 1951, Sayı:44, s.5

2.       BEKİROĞLU, Nazan, Prof. Dr. Nazan Bekiroğlu “Ruh Adam Romanı Üzerine Bir Tahlil Denemesi, https://www.nazanbekiroglu.com/2000/01/02/ruh-adam-romani-uzerine-bir-tahlil-denemesi, Ocak 2000

3.       HACALOĞLU Yücel, Atsız’ın Mektupları, Orkun Yayınları, 2001, İstanbul, s:203

4.       Atsız, Ruh Adam, İrfan Yayıncılık, 2014, s.59

5.       A.g.e. s.103

6.       A.g.e. s.148

7.       A.g.e. s.149

8.       A.g.e. s.175

9.       A.g.e. s.67-68

10.   Alte Kameraden, Wikipedia The Free Encyclopedia, https://en.wikipedia.org/wiki/Alte_Kameraden, February 2020

11.   Atsız, Ruh Adam, İrfan Yayıncılık, 2014, s.178

Bu blogdaki popüler yayınlar

Meçhule Mektuplar - 1

Bizim de Ay Yüzlümüz /Şiir

Demir Örgü Bir Beşik /Şiir